28 Mayıs 2010

Gülay teyzemizden...

Bebislerimiz dogmadan Mevlanayı ogrensin. (Ablaları Zeynep Ege gibi)...




Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.

Işığı gördüm, korktum.

Ağladım.



Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.

Karanlığı gördüm, korktum.

Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi. ..

Ağladım.



Yaşamayı öğrendim.

Doğumun, hayatin bitmeye başladığı an olduğunu;

aradaki bölümün,

ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim.



Zamanı öğrendim.

Yarıştım onunla...

Zamanla yarışılmayacağını,

Zamanla barışılacağını,

Zamanla öğrendim...



İnsani öğrendim.

Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...

Sonra da her insanın içinde

iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.



Sevmeyi öğrendim.

Sonra güvenmeyi...

Sonra da "güvenin" sevgiden daha kalıcı olduğunu,

"Sevgi'nin; güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim.



İnsan tenini öğrendim.

Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu. ..

Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.



Evreni öğrendim.

Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.

Sonunda evreni aydınlatabilmek için,

önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim.



Ekmeği öğrendim.

Sonra barış için, ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.

Sonra da ekmeği hakça bölüşmenin,

bolca üretmek kadar, önemli olduğunu öğrendim.



Okumayı öğrendim.

Kendime yazıyı öğrettim sonra...

Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...



Gitmeyi öğrendim.

Sonra dayanamayıp dönmeyi...

Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...



Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta...

Sonra, kalabalıklarla "birlikte yürümek" gerektiği fikrine vardım.

Sonra da, asil yürüyüşün kalabalıklara karsı olması gerektiğini öğrendim.



Düşünmeyi öğrendim.

Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.

Sonra sağlıklı düşünmenin;

Kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim.



Namusun önemini öğrendim evde...

Sonra yoksundan, namus beklemenin namussuzluk olduğunu;

Gerçek namusun, günah elinin altındayken,

Günaha el sürmemek olduğunu öğrendim.



Gerçeği öğrendim bir gün...

Ve gerçeğin acı olduğunu...

Sonra dozunda acının,

yemeğe olduğu kadar, hayata da,

lezzet kattığını öğrendim.



Her canlının ölümü tadacağını, ama sadece bazılarının

hayati tadacağını öğrendim.



Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim.

Olur ya ...

Kalp durur ...

Akıl unutur ...

Ben dostlarımı ruhumla severim.

O ne durur, ne de unutur ...



MEVLANA

1 yorum:

  1. Ebruşum, çok tatlı olmuşsun sen. ilk fırsatta seni görmemiz lazım. Bebişler çok yakışmış sana daha şimdiden. ;)
    Bu arada doğum günü tarihini bilmiyordum. Geçmiş doğumgünün kutlu olsun canımcım. Nice yaşlara sağlık ve sıhhatle inşallah...

    not: blogun hayırlı uğurlu olsun..

    YanıtlaSil